Neden Örtündüğünü Bilmiyorsun Ya…

Hani örtünürsün ya,
Mecburiyettendir o,
Günah olmasın harama girmeyeyim diye istemeden giyersin ya tuniğini,
Hani o kadar derine inmeme gerek yok,
O kadar da abartma diyorsun ya,
Hani NEDEN ÖRTÜNDÜĞÜNÜ BİLMİYORSUN YA…

Sana benim tesettürde neyi gördüğümü anlatayım mı?

Bir misalle, şu ihtişamlı sarayın asil kral ailesi vardır. Bir tahtın üzerinde sinesinde ki egoyla bakar ya hani, işte kapalı kadının halidir budur.

Şöyle zirveden aşağıya bakmak gibidir fazileti, diğerlerinden üstün görmektir hazinelerini. Hayır, dinde büyük görmek yoktur kendini ama saçın, başın, endamın örtüsü yüceltir seni. Kapağı açık gezinen bir kavonoza onlarca böceğin girmesi gibi, kapalı bir kapağın açılmasının zor olması gibi. Örtülerimizin tek renk ve simsiyah olarak rafta öyle asaletle durması, renklerden arınıp en kara renkte nurlanmak bizimkisi…

Herkesin satın alabileceği kadar ucuz olanın ne kıymeti vardır? Hani bakarsın imrenerek “keşke benim olsa” dersin de ulaşamayacağın yerdedir, bunun kıymeti sende nicedir? Biz ulaşılması kolay insanlar değiliz, biz herkes kadar basit kişilerin bakışlarına değecek kadar lakayıt değiliz.

İnsan ki en değerli varlık iken, sokakta ki taş toprak kadar kolay bakılacak ve es geçilip değer biçilmeyecek kadar ulu ortada da olamayız. Biz görünmez yürüyüp, tesiri olmayanlardanız. Dedim ya işte biz mabedi ev edinip korunanlardanız.

Hani kasalarda kilitlediğin “gözbebeğin” diye titrediğin paran, altının, mülkünün değeri nedir? Bizlerin en büyük mülkü bedendir. Çünkü emanete hiyanet eden bizden değildir!

Anlatabiliyor muyum örtümü? O siyahlıkta ki kördüğümlüğü mü? Ulaşılması zor insanlardır değerliler, okunması güç olan kitaplıklar ve görünmez camlar kadar muhafazakar olanlar..

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here